31 Ekim 2015 Cumartesi

SPORA YENİ BAŞLAYANLARIN BAŞ BELASI SHİN SPLİNTS (KOŞUCU BACAĞI SENDROMU) NEDİR?


Koşu sporu ile ilgilenen amatör olsun profesyonel olsun herkesin başına gelebilecek bir sorun olan Shin Splint daha sıklıkla spora yeni başlayanların ve limitlerini zorlayan amatörlerin başına gelmektedir. 

Peki nedir bu sporcu literatürune   koşucu bacağı ve medial tibial stres olarak da giren hastalık.  

Ortaya çıkmasında en önemli sebepler sert zeminlerde yapılan ağır koşu antremanları ve spora yeni başlamış olmaktır.





Resimdeki kırmızı bölgelerde görüldüğü gibi sporcular bacalarının ön ve iç kısmındaki ağrıdan şikayet ederler ve bu ağrı genellikle  ayak bileği aşağı-yukarı eksende hareket ettirildiğinde şiddetlenir. Ağrının ortaya çıkmasının nedeni ayak bileğini hareket ettiren Tibialis Anterior kasında meydana gelen yangılar(inflamasyon-iltihaplanma) ve  bu kası kemiğe bağlayan noktalarda aşırı zorlanmalara bağlı ayrılmalar  ile ortaya çıkmaktadır. Bu kas tibia kemiğinin ön ve iç kısmına tutunur o yüzden ağrı hissi bu bölgelerde olur. Shin Splints dediğimiz bu hastalıkta ağrı koşma zıplama gibi aktiviteler ile artar.Dinlenmek ile birlikte hissedilir derecede azalır.




Kesinlikle bir doktor tarafından değerlendirildikten sonra tedavi şekillendirilmelidir. Bu tip şikayetleriniz varsa kesinlikle bir doktora başvurunuz. Bu tip şikayetlerden yakınan sporcular için en ideal tedavi yöntemi istirahat ve ağrı kesici ilaçlar kullanmaktır. Sporcular için istirahaT süresi bir ay ile üç ay arasında değişmektedir. Gerekli görüldüğü taktirde güçlendirici egzersizler ve fizik tedavi uygulanabilmektedir.


















Son olarak shin splits denilen bu sıkıntıyı yaşamamak için yapılacak  bir kaç önemli noktaya değinmek istiyorum;
-Zor ve engebeli,inişli çıkışlı yüzeyler yerine koşmak, yürümek ve jogging için  toprak veya çim gibi yumuşak pistleri kullanmalıyız.
-Egzersiz veya yarışmadan önce yeterli kas ısınmasının sağlamalıyız.
-Fiziksel egzersiz boyunca ayak ve ayak bileğini iyi destekleyen ayakkabılar giymeliyiz.

Bu yazımızda sporcu sağlığı ile ilgili bilgi vermeye çalıştım. Herkese sakatlıksız kazasız belasız bir antreman diliyorum.


Yararlandığım kaynaklar:
1.http://www.emedicinehealth.com/shin_splints/page2_em.htm#shin_splints_symptoms
2.http://www.serefaktas.com/ortopedik-agrilar/tibia-baldir-kemigi-on-tarafinda-agri-shin-splints3.http://www.fztozdemir.com/shin-splints-nedir/
4.http://emedicine.medscape.com/article/809692-clinical




30 Ekim 2015 Cuma

BİSİKLETE YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN VİTES NEDİR, DOĞRU VİTES KULLANIMI NASIL OLMALIDIR?

Bisiklet sporuna yeni başlayan ve bisiklete aralıklarla binen benim gibi amatör kullanıcıların genellikle yaşadığı sorunlardan birisi yanlış vites kullanımıdır. Bu konuda şimdi sizlere vereceğim basit bir kaç bilgi ile doğru vites kullanımı hakkında fikir sahibi olmanuza yardımcı olmaya çalışacağım. bu  bilgiler sayesinde yanlış vites kullanımına bağlı gelişen kas sakatlıklarının ve bisikletinizin hareketli aksamlarına verebileceğiniz zararı en aza indirebilirsiniz.

Öncelikle bilmemiz gereken gidonumuzun sol kolunda ön vites sağ kolunda arka vites kolları bulunmaktadır. (İlk başladığımda ben de karıştırıyordum arkadaşlar zamanla alışıyorsunuz)

Sol vites kolunun kontrol ettiği ön vitesimiz pedalımızın bağlı olduğu dişli yaprakları arasında zincirmizin konumunu değiştirmemizi sağlar. Genellikle üç tane dişli yaprağı bulunan aynakol dediğimiz parçada yokuş yukarı çıkarken zincirmizi en küçük dişliye alırız.  hızımız azalır ancak pedal çevirmemiz kolaylaşacaktır. Böylece yokuşlarda bisikletimizi inip elimiz ile taşımak zorunda kalmayız. 

Aynakol dişlilerinden ortada bulunan yani ön  2. vitesimiz genellikle düz yolda yaptıgımız, orta zorlukta sürüşler ve kendimizi aşırı derece yormak istemediğimiz sürüşlerde kullandığımız dişlidir.

Aynakolumuzun en büyük çaplı üçüncü dişlisi de artık bisikletimizin limitlerini zorladığımız inişlerde hızımızı artırmak için veya düz yolda aşırı hız, performans yapmak için kullandığımız dişlidir.

Arka vitesimize gelecek olursak; ön dişlilerin aksine arka dişlilerde dişli sayımız azaldıkça yani ruble dediğimiz parçada en küçük dişliye doğru zincirmizi  geçirdikçe vitesimizi büyütmüş oluruz. 

Alttaki resimde gördüğümüz arka dişlilerimizden(ruble) örnek verecek olursak en alttaki en büyük olan dişli en küçük vitestir, Genellikle tırmanışlarda rampalarda yokuşlarda kulllanılır . En yukarıda gördüğümüz kısım (Sram yazısının bulunduğu dişli) ise en yüksek vitesimizdir.

Vites konusunda bu bilgileri edindikten sonra ön ve arka dişlilerden hangilerini birlikte kullanmalıyız ona gelelim;

Bisiklet kullananların her zaman düştüğü hatalardan birisi çapraz yani yanlış vites kullanımıdır. bu konuda dikkat etmediğimiz taktirde bisikletimizin hareketli parçaları yani dişlilerimiz, rublemiz ve zincirİmiz çok çabuk deforme olacak ve bize beklediğimizden daha çabuk masraf çıkaracaklardır, ayrıca çıktığımız uzun turlarda çapraz vites kullanımı sonucunda aşırı derece gerilen zincirimiz kopabilir, daha da önemlisi vites aktarıcısını bisikletimizin iskeleti olan kadromuza bağlayan kadro kulağı dediğimiz parçanın  kopması gibi illet bir sorun ile karşılaşabiliriz. bu durumda turumuzun ortasında dağ başında veya ıssız bir yolda tek başımıza kalabiliriz. Bu gibi sebeplerle çapraz vites kullanımından, elimizden geldiğince kaçınmalıyız. 
Peki nasıl kullanalım vitesimizi. 

-aynakolumuz yani ön dişlimiz en küçük yani 1. yapragındayken arka viteslerimizden 1-2-3 vitesleri kullanmalıyız. 

-aynakolumuz ortadaki yaprağındayken 4-5 (7 vitesli sistemler için ) , 4.-5.-6. (8li ve 9lu sistemler için) şeklinde kullanmalıyız.

-aynakolumuz en üst yaprağındayken yani hız vitesindeyken arka dişlilerimizden 7.-8.-9.vitesleri kullanmalıyız.


Doğru vites kullanımı hakkında sizleri doğru bilgiler aktarmaya çalıştım. Bol pedallar diliyorum.

SEDONA 710 İNCELEME

Yılın son aylarına gelmiş olsak da Sedona'nın bu yıl ürettiği  700 serisi bisikletleri hakkında bir şeyler yazmak için hala geç olmadığını düşünüyorum. Markanın 10. yılına özel logolarıyla çıkan bu bisikletler çok güzel renk seçenekleriyle sunulmuşlar. 710 modelinin kadın modeli de 710-L olarak görücüye çıkmış durumda.

Sedona'nın giriş seviye dağ bisikleti kullanıcılarına hitaben ürettiği bu modeller gerçekten övgüyü hakediyorlar.





Resimde gördüğümüz benim de sahip olduğum tatlı mı tatlı bir siyah ağırlıklı sarı ve gri renklere de sahip 710. 

İki renk seçeneğiyle sunulmuş olmasına rağmen diğer renk seçeneği olan  gri mavi kombinasyonu   bana pek hoş gelmedi. siyah lastikler ile gri kadronun pek de uyumlu olmadığını düşünüyorum açıkçası. Bu yüzden  siyah renklerin hakimiyetinde olan modelden yana kullandım seçeneğimi. Ayrıca 16, 18 ve 20 inç kadro boyu seçenekleri var. Kadro boyu ile ilgili ayrıntılı geometrik ölçümler ise ağağıdaki tabloda görülüyor.
  
Tabloda yer alan bir çok gereksiz bilgi olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ancak ben bu noktada şu bir kaç bilgiyi sizlere aktarmak istiyorum. Boyumuza göre kadro seçerken dikkat etmemiz gereken önemli noktalardan bir tanesi kadro boyu büyüdükçe değişen şeyler neler?
Bu tabloda bunları çok güzel görebiliyoruz sele dikmesi(E) ve üst boru(B) boyutlarında değişime dikkatinizi çekmek istiyorum. ayrıca maşa açısı (Y) ve Sele dikme açısı (X) bütün kadro seçeneklerinde aynı olduğu için 18 inç kadro alma furyasına katılmanıza gerek yok. eğer boyunuz daha dOğrusu iç bacak ölçümleriyle bulmuş olduğunuz size uygun kadro seçeneği 16 inç veya 20 inç ise gönül rahatlığıyla alabilirsiniz. Sürüş konforunuzu artırmak için yapmanız gereken kesinlikle kendinize uygun kadro boyunu almaktan geçer.



















Gelelim 710 modelin özelliklerine  değinmemiz gereken noktaları şunlar;

Vites sistemi olarak Shimanonun giriş modellerinden birisi olan Altus sistem kullanılmış. 24 vitesli sistemin ön aktarıcısı  sis(shimano index sistem) aynakolumuz  ise sram markasının aynakollarından truvativ E-300  Modeli. 42-32-22 dişli yapraklarına sahip. vites sistemimizin arka tarafına bakacak olursak  yine Altus modelinin 12-32 dişli aralığına sahip 8'li ruble ve Altus arka aktarıcıya sahip. ortalama bir kullanıcıyı çok rahat bir şekilde tatmin edebilecek ekipmanlarla donatılmış gerçekten de. 

Bisikletmizin en kötü yanı Cst markasının 2.10 cm' lik lastikleri(bu lastiklerden sonra cst den soğudum gerçekten). Cst markası her ne kadar güzel lastikler üretebilse de bu modelde kullanılan cst lastikler  ülkemizde dağ bisikleti alıp asfaltta kullanan insanların çok fazla olduğunu varsayarsak aşırı güvensiz bir sürüş imkanı sunmakta. bisiklet üzerinde boş yollarda ve hızlı girilen virajlarda sırf bu lastik yüzünden çok fazla kaza yapma tehlikesi altında kalabilirsiniz. dişli yapısı sayesinde toprak çakıl vs gibi yollarda rahat bir sürüş imkanı sunsa da maalesef lastikleri beni tatmin etmeye yetmedi. Bir ay kadar kullandıktan sonra  bütçeme de uygun olduğu için chaoyang marka 2.0 tour model dişsiz lastiği aldım ve bir nebze olsun yol tutuşum daha iyi oldu.

710 modelimizin bir diğer kötü yanı Altus kombine vites ve fren kollarını kullanması yani vites ve fren kolları birbirine entegre. vites sistemini dokuzlu veya onlu sisteme geçirmek istediğinizde bütçenize bir de ekstradan vites fren kolu mastafı girecektir. buna hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim.

Bu modelimizn göbeklerine gelecek olursak sram markasının mth-300 giriş modeli kullanılmış. Bu modelin  mth- 330 mth-340 gibi üst modellerinin olduğunu biliyorum ancak aralarında ne gibi farklar olduğunu açıkçası tam olarak bilmediğim için yanıltıcı yorum yapmak istemiyorum. Bisikleti aldıktan bir kaç hafta sonra göbekleri yağlatırsanız uzunca bir süre kullanıcısını üzeceğini düşünmüyorum.

Gelelim fren konusuna Tektro marka v fren kullanılan bisikletimde şu an büyük bir kısmında km saati kullanmasam da 1000 km ye yakın kullandığımı düşünüyorum ve frenlerimde pek bir sıkıntı yaşamadım yakın bir zamanda sanırım fren papuçlarnda değiştirmeyi düşünüyorum...

Açıkçası  RST GLA ML maşası hakkında forumlarda pek hoş şeyler yazılmasa da kilitleme özelliğinin olması sayesinde benim beğenimi kazandı. Zaten Sedona bisikletlerin bu yıl çıkardığı bütün modellerinde kilitli maşa kullandığı için sedona alırken kilitsiz mi acaba diye düşünmenize gerek yok.

son olarak ağırlık konusuna gelecek olursak 12-13 kg olduğunu tahmin ediyorum hiç ölçme fırsatım olmadı ancak giriş seviyesi bir model için ağırlık olarak üzerinde ekstra yük yapacak hiçbir şey yok. bisiklete yeni başlayan kullanıcılar için epey hafif gelecektir eminim ancak bir yol bisikleti hafifliği beklememenizi öneririm.

710 modeli hakkında söyleyebileceklerim bunlar herkese bol pedallar diliyorum... 
Bir başka yazıda görüşmek üzere..






BİANCHİ ÇOCUKLUĞUMUZUN EN BÜYÜK HAYALLERİNDEN BİRİSİYDİ O

Çocukluğumuzda hepimizin hayalini süsleyen bir bisikletti o. Adı BİANCHİ.



21 yaşındaki malzeme üreticisi Eduardo Bianchi tarafından 1885  yılında dünyada kurulan ilk bisiklet fabrikasının da adıdır aynı zamanda.


1967 yılına kadar hem bisiklet hem motorsiklet üretmişler kendi imkanlarıyla. 
Autobianchi markası adı altında 1965 ile 1995 yılları arasında  Fiat ve Pirelli ile birlikte araba üretimi işine de girmişler. 1997 yılında Cycleurope isimli  büyük bir holdinge satılmış.
Ülkemizde satılan Bianchi bisikletler ise  isim hakkını elinde bulunduran Accell bisiklet tarafından Manisa'da üretilmektedir.



Yıllarca Marco Pantani gibi ünlü bisikletçilerin Giro'da , Tour de France'da kullandığı efsane Celeste Specialissima üstteki  resimde gördüğümüz bisiklet. Resme baktığım zaman bir efsane görüyorum...


UCİ(uluslar arası bisiklet birliği)'nin pro yol bisikleti takımlarından Hollandalı Lotto-Jumbo yarışlarda  Bianchi'nin efsane haline gelmiş renkleriyle süslenmiş Shimano Dura-ace komponentli  bisikletleri kullanmaktalar.üstteki iki resim yol bisikletlerindeki büyük değişimleri ayna gibi yansıtıyor bizlere...

İçimizden doksanlı yıllara duyulan özlemin hafif iç burukluğuyla hatırladığımız Bianchi bisikletler hakkında bildiklerimi sizlere aktarmaya çalıştım. 
Okuyan herkese teşekkürler ve bol pedallar...